Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Yeri doldurulamaz bir insan hazinesine veda etmenin derin üzüntüsü içinde değerli hocamıza Allah’tan rahmet, sizlere, sanat camiamıza ve milletimize baş sağlığı ve sabırlar diliyorum” dedi.
Alaeddin Yavaşca’nın tıp alanındaki çalışmalarına değinerek, usta sanatçının birden fazla zirvesi olan ulu bir dağ gibi olduğuna dikkati çeken Ersoy, “Şüphesiz hayatı boyunca Türk musikisi vesilesiyle en zarif, en zengin ve özgün şekilde yükselttiği zirve sanat olmuştur. Sanat ruha ve onun duygu dediğimiz dışa vurumlarına hitap etme ilmidir. Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, tıp sahasındaki uzmanlığı kadar insanların hayatına sanat alanındaki ilmiyle de dokunmayı başarmış, derin bir iz ve etki bırakmıştır” diye konuştu.
Duygu dolu anların yaşandığı törende usta sanatçının eşi Ayten Yavaşca da bu sıkıntılı günlerde yanında bulunan Bakan Ersoy’a ve tüm dostlarına teşekkür etti. Yavaşca soyadının çok önemli olduğuna işaret eden Ayten Yavaşca, “Fatih Sultan Mehmet’in kadırgalarının inşasında bulunan büyük büyük Yavaşca dedemizin soyadı ondan bana kadar geldi. Bana hediye ettiği için çok teşekkür. ediyorum. Yavaşca soyadını daima yaşatacağım” sözlerini dile getirdi.
Ayten Yavaşca, eşinin tedavisi dolayısıyla çok uzun bir süre hastanelerde kaldıklarını belirterek, şunları anlattı: “Ben onu tanıdığım zaman 19 yaşındaydım ve birbirimizi o kadar çok sevdik ki inanamazsınız. Biz yüzyılın aşıklar kitabına girmiş bir mütemmim cüzüz. Çok üzüntülüyüm. Mütevazıydı, kimseden bir şey istemezdi. Herkesle dosttu. Her bestesini evvela bana okurdu. Benim her şeyim bitti. Ben yarım kaldım.”