Büyük bir hevesle elinize alıp belki ilk birkaç satırda belki daha ilk sayfalarda “Bu ne böyle?” deyip bir kenara bıraktığınız kitaplar oldu mu? İngiltere’den bir grup araştırmacı, 3 bin 205 kitapseverle yaptığı görüşmeler sonucunda tüm zamanların en kafa karıştırıcı kitapları
Webtekno, listede yer alan kitaplardan Türkçe basımı da olanları derledi.
Madde 22 (Catch 22)
Yazarı: Joseph Heller
Türü: Kara komedi, absürd kurgu, tarihsel roman
Yayınlandığı yıl: 1961
Dilimize Niran Elçi tarafından kazandırılan Madde 22, Amerikan edebiyatının mihenk taşlarından biri olarak değerlendiriliyor. Yazar Joseph Heller’ın II. Dünya Savaşı sırasında bombardıman uçağı pilotu olarak çalışırken edindiği tecrübelerden yola çıkarak kaleme aldığı Madde 22, hicivli bir savaş romanı. Kitabı okumayı zor kılan şey; olay örgüsünün çizgisel ilerlememesi ve farklı anlatıcıların birbirine karışması.
Hayvan Çiftliği (Animal Farm)
Yazarı: George Orwell
Türü: Siyasi hiciv
Yayınlandığı yıl: 1945
Türkçeye ilk kez Halide Edip Adıvar tarafından çevrilen Hayvan Çiftliği, alegorik bir eser. İlk bakışta bir çiftlik ve içinde yaşayan hayvanları konu ediniyor gibi görünen bu roman aslında ciddi bir Stalinizm eleştirisi. Hayvan Çiftliği’nin kafa karıştırıcı bulunmasının sebebi, satır aralarında ne denmek istendiğini anlamaya çalışmak için kafa yormak gerekmesi olabilir.
Sineklerin Tanrısı (Lord of the Flies)
Yazarı: William Golding
Türü: Alegorik roman
Yayınlandığı yıl: 1954
Genelde İngiliz edebiyatı duayeni Mina Urgan çevirisiyle okuduğumuz Sineklerin Tanrısı, elinize ilk aldığınızda “Aa ıssız adaya düşmüş bir grup çocuk, eğlenceli bir şeye benziyor” hissi verebilir. Ancak durum pek öyle değil. Nobel edebiyat ödüllü William Golding, insanların liderlik uğruna ne kadar vahşileşebildiğini çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. Sineklerin Tanrısı’nı okumayı zorlaştıran şeyler arasında kitabın metaforlarla dolu olması ve yazarın bolca sembol kullanması gibi sebepler var.
Jane Eyre
azarı: Charlotte Brontë
Türü: Bildungsroman (Oluşum romanı)
Yayınlandığı yıl: 1847
Kız kardeşi Emily Brontë gibi takma isim kullanmak zorunda kalan Charlotte Brontë’nin Currer Bell adıyla yazdığı Jane Eyre, bir bildungsroman. Yani bir karakterin geçmişten günümüze yaşadığı gelişimi anlatıyor. Kitapta küçük yaşta öksüz kalan ve yatılı okuldan çıkıp öğretmen olarak bir malikanede çalışmaya başlayan Jane Eyre’ın yaşamına tanıklık ediyoruz.
Jane Eyre’ın malikanenin gizemli efendisine aşık olmasıyla işler sarpa sarıyor. Kitap, temelinde güçlü bir Hıristiyan ahlakıyla sosyal eleştiri barındırması sebebiyle önem taşıyor. Jane Eyre’ı okumayı zorlaştıran şey ise karakterler arasındaki değişen ilişkileri anlamanın zor olması.
Sefiller (Les Misérables)
Yazarı: Victor Hugo
Türü: Epik, kurgusal tarih
Yayınlandığı yıl: 1862
- yüzyılın en önemli eserlerinden biri olarak görülen Sefiller, Fransız Devrimi’ne kadar uzanan hikayesi ile aslında birkaç karakterin hayatını ve birbirleriyle alakalarını ele alıyor. En uzun romanlardan biri olan Sefiller’i okumayı zorlaştıran şeylerden biri de tam olarak bu. Çok uzun olması…
Don Kişot (Don Quijote)
Yazarı: Miguel de Cervantes Saavedra
Türü: mizah, psikoloji, satirik
Yayınlandığı yıl: 1605, 1615
Tarihteki ilk roman olarak değerlendirilen Don Kişot, kitapla aynı isme sahip bir karakteri konu alıyor. Don Kişot, La Mancha’da yaşayan 50’li yaşlardaki eski bir toprak ağasıdır. Şövalyeleri anlatan kitaplara bayılan ve hepsinin gerçek olduğunu sanan Don Kişot, her şeyi ardında bırakarak yollara düşer. Don Kişot’u kafa karıştırıcı yapan şeylerin başında: Don Kişot’un şövalyelikle ilgili yaptığı uzun konuşmalar ve kitabın çok uzun olması geliyor.
Moby Dick
Yazarı: Herman Melville
Türü: Epik, macera, deniz öyküsü
Yayınlandığı yıl: 1851
Moby Dick adlı balinanın peşinde yaşanan maceraları konu alan bu kitap, yayınlandığı ilk dönemlerde pek ilgi görmemişti. Daha sonra yirminci yüzyılda yeniden ünlendi. Moby Dick’i okumanın zor olma sebepleri şöyle sıralanabilir: Kitap çok uzun (822 sayfa), formatı biraz garip (geleneksel hikayeden balinalar hakkında yazılmış makalelere ve felsefeye kadar geniş bir yelpazeden bahsediyoruz), okuyan kişinin Batı medeniyetini iyi bilmesi lazım, 21. yüzyıl gözüyle bakarken o dönemin şartlarını anlamanın zor olması…